Kırşehir’de Sanayiye Genç Eli Değmiyor

Çırak Kalmadı Usta!

Kırşehir'de sanayiye genç eli değmiyor
Eskiden sanayiden geçerken çekici tokmak sesleri yankılanırdı sokaklarda. Demir dövülür, motor sesleri uğuldar, kaynak ışığı göz alırdı. Bir dükkâna kafanı uzatsan, içeride bir usta, başında ter, peşinde de bir çırak… Eli anahtar tutmaya, dili “tamam usta” demeye alışmış bir çocuk.

Şimdi sanayiye gidelim deseniz, manzara değişti. Ustalar hâlâ orada, ama çırak yok. Birçok iş yavaşlıyor, kimi ustalar işi bıraktı bile. Çünkü arkadan gelen yok. Usta yaşlanmış, el titriyor ama yanına geçip “ben öğrenmek istiyorum” diyen bir genç yok.

Peki neden?

Eskiden bir çocuk okulu sevmezse, “bari sanayiye verelim” denirdi. Bugün ne okul ne sanayi. Gençler masa başı hayaliyle büyüyor. Bilgisayar başında iş, temiz kıyafet, klimada çalışmak istiyorlar. Kimse elleri yağ içinde, yazın sıcakta, kışın soğukta çalışmak istemiyor. Ama bu ülkenin tornacısı da lazım, demircisi de, motorcusu da…

İyi de kabahat gençlerde mi?

Bence hayır. Biz yıllarca meslekleri "okuyamayanın işi" diye küçümsedik. Ustalığı, zanaatkârlığı hor gördük. Sanayide çalışanı “okuyamamış” diye damgaladık. Şimdi o küçümsenen işler altın gibi değerli ama o işleri yapacak kimse yok.

Bir ustanın yanına giren çocuğa maaş, sigorta, öğle yemeği veriliyor mu? Verilmiyorsa neden gelsin o çocuk? Çocuk bugün sanayiye girse, 3 yıl sonra ne olacağını bilmiyor. Geleceği göremeyen bir genç, o işe tutunamıyor.

Ne yapmalı?

Evvela zanaatı itibarlı hale getirmeliyiz. Ustalığı saygı gören bir meslek haline getirmeliyiz. Sanayi esnafı desteklenmeli, çırak alan dükkânlara teşvik verilmeli. Aileler çocuklarını yönlendirirken sadece diplomaya değil, beceriye de önem vermeli.

Belki de Kırşehir’de bir “Mesleğe Saygı” kampanyası başlatmalı. Sanayideki ustalarla gençleri buluşturmalı. Lise çağındaki çocuklara sanayide bir hafta staj zorunluluğu getirilmeli. Göz göze gelsinler, o dünyayı bir tanısınlar.

Çünkü unutmayalım.

Bir ülke ancak hem mühendisiyle hem ustasıyla kalkınır.

Sadece diploma değil, el becerisi de bir ülkenin gücüdür.

Çırak kalmadı usta... Ama hâlâ geç değil.

Yeter ki yönümüzü sanayiye, emeğe, zanaate çevirelim.

Yorumlar